Gaziantep:
Türkiye’nin altıncı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ise en büyük kenti olan Gaziantep; nüfusu, ekonomik potansiyeli, kültürel zenginlikleri, tarihi dokusu ve büyükşehir statüsüyle metropol bir kenttir.
Anadolu’nun ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Mezopotamya ile Akdeniz Bölgesi’nin kesişme noktasında yer alan kent, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihin her döneminde önemini korumuştur. Farklı uygarlıkların, kültürlerin ve dinlerin bir araya gelerek birbirleri içinde sentezlendiği gizemli bir tarihe sahip olan Gaziantep; Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç, Hitit, Hurri-Mitanni, Asur, Pers, Büyük İskender, Selevkoslar Krallığı, Roma, Bizans, Selçuklu, Memluklar, Dulkadiroğluları ve Osmanlı dönemlerine ait izleri-eserleri günümüze kadar taşımaktadır. Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmiş olmasından dolayı uygarlıkların uğrak yeri olmuş, tarihin her döneminde kültür ve ticaret merkezi olma özelliğini korumuştur. Gaziantep’te bulunan tarihi eserlerin çeşitliliği kentin kültürel zenginliğinin bir göstergesidir.
Günümüzdeki Gaziantep’in tarihsel bağlantıları eski Dülük ve Kale ile ilişkilidir. Dülük, antik kaynaklarda “Doliche”, Bizans kaynaklarında “Teluck”, Arap kaynaklarında “Duluk” adıyla geçmektedir. Dülük, tarihin en eski çağlarından beri kullanılan bir yol şebekesinin düğüm noktasında yer almış, bölgedeki yerleşim Dülük’ten sonra Gaziantep Kalesi etrafında gelişerek şehirleşme bu alanda yoğunlaşmıştır.
Gaziantep Kalesi, Roma döneminde kuzeyi doğal kaya, güneyi ise höyük olan bir tepe üzerine gözetleme kulesi olarak kurulmuştur. Bizans İmparatoru Justinianos döneminde günümüzdeki halini almıştır. Memluklar, Dulkadiroğluları ve Osmanlılar döneminde çeşitli onarımlar geçiren kale, anıtsal mimarisiyle varlığını korumaktadır.
Antep,
Bizans kaynaklarında en erken 12.yy. olarak tarihlenmektedir. Haçlı
seferleri sırasında ise Antep’ten “Hantap” olarak
bahsedildiği görülmektedir. Antep 1151 yılında Sultan I.Mesud
zamanında, Anadolu Selçukluların eline geçmiş, Sultan Mesud’un
ölümü üzerine Antep, Musul ve Halep Atabek’î Nureddin Zengi
tarafından alınmıştır. Bunun üzerine Selçuklu tahtına geçen
II.Kılıçarslan, 1157’de Antep’i kuşatmıştır. 1183 yılında
Selahaddin Eyyubi, Fırat Nehri’ni geçerek Antep’e girmiştir.
1218’de Selçuklu Sultanı I.İzzettin Keykavus’un ordusu Antep’i
tekrar almıştır. 1271 yılında, Moğollar’ın Kuzey Suriye
seferleri sırasında Antep işgal edilmiştir. Memluk Sultanı
Baybars’ın 1277’de Moğollar’a karşı düzenlediği Anadolu
seferi sırasında Antep, Memluklu hakimiyetine girmiştir. 1390
yılında Dulkadiroğulları ordusu Antep’e gelmiş, şehri
yağmalamış fakat kuşatamamıştır. Antep 1400 yılında Besni
ile beraber Timur tarafından alınmış, şehir büyük ölçüde
yıkıma uğramıştır. Daha sonra Antep, Karakoyunlu sülalesinden
Kara Yusuf’un ve Dulkadiroğluları’nın yönetimi altına
girmiştir. 1522 yılına kadar bölgede egemenliğini sürdürmüştür.
1480 yılında Alauddevle Bozkurt Bey’in başa geçmesinden sonra
Osmanlı ile Dulkadiroğluları Beyliği arasındaki ilişkiler
gelişmiş, Antep istikrarlı bir dönem yaşamıştır. Yavuz Sultan
Selim’in İran seferi sırasında Alauddevle Bozkurt Bey’den
yardım gelmemesinden dolayı, Yavuz Sultan Selim, Çaldıran Seferi
sonunda savaş açmış ve Alauddevle öldürülmüştür.
Karışıklıktan yararlanan Memluklar, Antep’i ele geçirmişlerdir.
Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık ve Ridaniye zaferlerinden sonra
1516’te Antep, Osmanlı yönetimi altına girmiştir.
Osmanlı
yönetiminden sonra şehir hızla imar edilmeye başlanmış, yeni
yapılar yükselmiş, halk Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemine
kadar refah içinde yaşamıştır. Kent, 1818-1819’da geçici
olarak Halep’in kazası olmuştur. Bu durum Antep’i sosyal,
ekonomik ve ticari yönlerden gelişmesini sağlamıştır. I.Dünya
Savaşı’na kadar devam eden bu durum, 1919’da İngilizler’in
daha sonra da Fransızlar’ın işgaliyle bozulmuştur. Antep
harbinde 10 ay 9 gün boyunca düşmana karşı kadını, erkeği,
büyüğü, küçüğü ile mücadele veren şehir, 8 Şubat 1921’de
“Gazi” unvanını almıştır. 25 Aralık 1921 yılında, düşman
işgalinden kurtulan Gaziantep Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte
hızla gelişmeye devam etmiştir. Bugün tarihi, kültürel
değerleri, birbirinden lezzetli Antep yemeklerini barındıran
mutfağı, beş organize sanayi bölgesi, şehirler arası ve
uluslararası bağlantı yolları ile bölgenin en önemli
kentlerinden biri olan Gaziantep, her yıl binlerce turist
ağırlamaktadır.